Culfalıh, bizim oraların türlü çeşitli söylenen laflarından biridir. Kimileri culfalık der, kimileri culhalıh der, kimileri de culhalık der. Ağaçtan, tahtadan yapılı dohuma tezgahıdır. Şeherli lafıynan söyleyecek olursah; koylük yerin tekstil makinesidir gendisi.
Göl yeri susuz, koylük yer malsız olmaz. Hısımın eyisi gayın, malın eyisi goyun derler. Yeme, içme, geyinme, hepisi goyundan olduğu için heral… Yediğin içtiğin senin olsun diyenin hesabı, yeme içme işini bi galemde geçek, geyinme işine dohuma işine gelek.
Dohumacılıh bi zenaattir, ilimdir, tercübedir. Bu zenaatinen horantanın gadın gısmı, gız gısmı uğraşır. Zenaat anadan evlada oğredilerek gelecek nesillere ahtarılır. Culfalıh ekseri gışın gurulur. Tarla tumda iş galmayıncı bu iş devriye girer. Culfalıh evin gunnük işleri bitinci dohuyuculara ikinci adres olur.
Geçerler tezgahın başına, otururlar tabureye, eller ipte, ayahlar pedalde, gözler desende, tah tuh, ileri geri, aşağı yuharı… Neler neler dohurlar: Mahsule çuval, seklem, hurç, haral; eve yolluh, kilim, çul, namazlağ, habe, minder yüzü, yastıh yüzü; geyime şal, şalvar, goynek, guşak, aba… Hepisi goz nuru.
Evveliyatı da var bu işin. İpti goyunların yünü gırhılır, daranır. Gırhılan daranan yünner yunur yıhanır. Yıhanan yünner gurutulur, kirmanın çıhrığınan ağrilir ip haline getirilir.
Hepisi emek… Hepisi alın teri …
Adnan KORKMAZ
SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ