Diyarbakır’dan Çıktım Sorgun’a

26 Eylül Tarihinde,  benim için çok önemli olan ve çalıştay başkanı olarak yer aldığım ve Sorgun Kaymakamlığı, Sorgun Belediyesi,  Sorgun Ticaret Odası ve Sorgun Esnaf Sanatkarlar Odası Başkanlığı ortaklığı ile doğduğum yer olan Sorgun’da “Sorgun Yöresel Kalkınma Çalıştayı” düzenledik. Çalıştaya Sorgun Kaymakamı Ali Arslantaş, Sorgun Belediye Başkan Vekili Murat Gürbüz, Çalıştay İkinci Başkanı B.Ü. den Doç. Dr. Mustafa Böyükata, Sorgun Ticaret Odası Başkanı Üzeyir Aslan, Sorgun Esnaf Sanatkarlar Odası Başkanı Mehmet Aktaş, değişik üniversitelerden akademisyen hocalarımız ve iş adamlarımız katıldı. Çalıştayda açılış konuşmamdan sonra diğer sunumlara geçildi.

Açılış konuşmamda üniversite-sanayi ile işbirliğinin ne kadar önemli olduğuna değindim. Daha önceki yaptığımız çalışmalardan bahsettim, “özellikle Diyarbakır Sanayi profilini incelediğimizde; yapılan araştırmamız kapsamında elde edilen sonuçlara göre işletmelerin yalnızca % 25,1’inin ar-ge çalışması yaptığı, % 10,3’ünün kısmen AR-GE çalışması yaptığı, % 62’sinin ise AR-GE çalışması yapmadığı görülmektedir”, bilgilerini paylaştım. Diğer verilerde ise, araştırmaya katılan işletmelerin büyük çoğunluğunun laboratuvarının olmadığı görülmektedir. Yine “yapılan araştırmalara göre işletmelerin % 18,6’sının laboratuvarının bulunduğu,  % 2,6’ sının kısmen laboratuvarının bulunduğu,  %76,9’unun ise laboratuvarının bulunmadığı görülmektedir”, vurgusunu yaptım.

Nobel alan üniversitelerin ve merkezlerin yüzlerce yıllık geçmişi olan üniversiteler olduğu dikkate alındığında, gelişmiş sürdürülebilir bir bilim kültürüne ulaşmak için belli bir sürece ihtiyaç olduğunu, yeni kurulan üniversitelerden hemen başarı beklemenin mümkün olmadığından bahsettim.

Üniversite-Sanayi İlişkileri tarihçesinden kısaca değindim. 1800’lerde Avrupalı şirketlerin üniversitelerdeki araştırmacılarla birlikte çalışmalara başladıklarını, ABD’de de üniversite ve sanayi işbirliğinin, ikinci sanayi devrimiyle ortaya çıktığını ve ilk örneklerinin 19 yy. sonunda Harvard ve MIT’de görüldüğünü, ancak üniversite-sanayi işbirliğinin kökenlerinin daha eskilere, 17. yy. İngiltere’sine kadar uzandığını da söyledim.

Devamında, üniversite-sanayi işbirliğinin potansiyel kazançlarından bahsettim. Sanayinin kazançlarını aşağıdaki gibi özetledim:

  • Teknolojik bilgiye kolay erişim sağlayabilmeleri, temel ve uygulamalı araştırma sonuçlarının birlikte değerlendirilebilmesi, öğretim üyelerinin yetenek ve bilgi birikiminden istifade edilebilmesi, sanayideki teknik personelin eğitilmesinde faydalı olunabilmesi, kendi konuları ile ilgili konferanslara, seminerlere veya çalıştaylara katılabilmeleri, yüksek donanımlı bilimsel/teknik iş gücüne ulaşma imkanı, teknolojik olarak geri kalmış alanlarda hızlı bir teknolojik ilerleme kaydedilebilmesi, endüstriyel projelerdeki spesifik problemlere çözüm üretilebilmesi, birlikte çaba sarf etme, yeni işletme kurabilme ve ekonomik kazanç elde etme imkanı bulmaları, üniversitenin imkanlarına erişim sağlayabilmeleri ve üniversite ile çalışmanın sanayi kuruluşuna kazandırdığı prestij.

Üniversitenin kazançlarını da şöyle sıraladım;

  • Öğretim üyelerinin, araştırmacıların ve öğrencilerin bilgilerini pratikteki uygulamalarla desteklemeleri, araştırma fonlarına erişim, üniversitedeki eğitim ve öğretim müfredatının geliştirilmesi, öğrenciler için staj ve benzer diğer olanakların sağlanması, mezunlar için potansiyel iş olanaklarına erişim, üniversitenin danışma kurullarında sanayiden üyelerin olması, sanayinin elindeki olanaklara ve teçhizata erişim, sanayi ile birlikte yapılan uygulamalı araştırma için hükümet fonlarından yararlanma imkânı, birlikte çaba sarf etme, yeni işletme kurabilme ve ekonomik kazanç elde etme imkânı.

Çalıştayda, Sorgun Kaymakamlığına yeni atanan Ali Arslantaş ise Sorgun’a atanmaktan memnuniyetini ve böyle bir organizasyona ev sahipliği yapmanın çok sevindirici olduğundan ifade etti. Sorgun Belediye Başkan Vekili Gürbüz ise yöresel kalkınmaya yönelik belediyenin yaptığı faaliyetlerden bahsetti. Sorgun Ticaret Odası Başkanı Arslan ise yaşadıkları problemlerden ve çözüm yöntemlerinden bahsetti. Esnaf Sanatkârlar Odası Başkanı Aktaş ise STK’ların birlikte hareket etmesi gerektiğine vurgu yaptı. Atatürk Üniversitesinden katılan Prof. Dr. İhsan Bulut ise Sorgun’un turizm ve kendi kültürü ile canlanması gerektiğine dair bilgiler sundu. Çalıştay ikinci başkanı Doç. Dr. Mustafa Böyükata ise yaptığı sunumda kalkınmanın hemen mümkün olamayacağından ve hala Çanakkale’deki kaybımızı kapatamadığımızdan bahsetti. Sunumlardan sonra çalışma masaları kurularak bir sonraki çalıştay için çeşitli spot analizler yapıldı. Bu çalıştayda iş adamlarını çok heyecanlı ve gayretli gördüm.  Emeği geçenlere sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Devamı ile pratik sonuçlara da dönüşeceğini ümit ediyorum.

 

Prof. Dr. Hamdi TEMEL

Author: Yönetici