“Nerede O Eski Bayramlar?”

Sürekli olarak söylenen bir söz vardır: “Nerede o eski bayramlar?”

Her yeni bayram kutlamasında önceki bayramlara özlem duyarız. Aslında duyulan özlem eski bayramlardan ziyade, gençliğimize, çocukluğumuza, kaybettiklerimizedir.

Bayramların her geçen yıl daha farklı olması aslında bizdeki değişimin bir yansıması değil midir? Bayramların farklı olmasının sebebi, bizlerin de farklılaşması değil mi? Maalesef hiçbirşey durduğu yerde durmuyor, herşey değişiyor, başkalaşıyor.

Çocukluğumdaki bayramlara ben de şu an özlem duyuyorum. Nasıl duymayayım ki!

Bayram heyacanı bayram alışverişi ile başlardı. Dört gözle beklediği bayram alışverişinde çocuklar bayramlık kıyafetlerine kavuşurlardı. Şimdiki gibi her gün kılık kıyafet almak diye birşey yoktu o zaman. Alışverişler okullar açıldığı zaman ve bayram zamanları yapılırdı.

Bayramlık kıyafetler bayram sabahı büyük bir heyacan ve keyifle giyilirdi.

Anne, baba, kardeşler, dedeler, babaanne, anneanne, amcalar, amca çocukları, yengeler bayramlarda köy evinde bir araya geldiği zaman yaklaşık 20-25 kişi olurdu. Özellikle kurban bayramları çok keyifli olurdu. Köy camisinde Bayram Namazı kılındıktan sonra, hep birlikte mezarlık ziyareti yapılırdı. Çoğu kişi camide ve mezarlıkta birbiri ile bayramlaşırdı.

Mezarlık ziyareti sonrası eve gidilir, bayramlaşma faslı halledilir ve hazır olan kahvaltı sofrasına oturulurdu. Kahvaltı sofrası tabi ki bayrama özeldir. Börekler, çörekler, yumurtalar, vs. herşey taptaze ve özel olarak yapılmıştır. Bu kahvaltının tadına doyum olmazdı.

Sonrasında hep birikte bahçeye geçilir ve kurban kesme işlemi başlardı. Kurbanı devirmek her zaman zahmetli, uğraştıran bir olaydır. Genelde çok zor geçer ancak bazan da şans eseri çok kolay oluverirdi.

Kurban kesimi sonrası aile üyeleri diğer gerekli işlemleri tamamlarken, bir taraftan da bahçenin bir kenarına ateş yakılır ve orada pişirilen kurban etleri tadılırdı. Sonrasında ziyaretler başlar ve 2-3 gün boyunca devam ederdi.

Şimdi dönüp baktığımızda o eski bayramlarda bir arada olduklarımızın bir kısmı hayatta değil, diğerlerinin herbiri bir tarafa dağılmış, herkes büyümüş çoluk çocuğa karışmış. Belki sayı fazlasıyla artmış ama, birarada bayram kutlama bağları zayıflamış; çünkü herkes ayrı bir ev olmuş ve herkes bayramı kendi çekirdek ailesi ile kutluyor. Bizleri biraraya getiren atalarımız, dedelerimiz, anneannelerimiz, babaannelerimiz, babalarımız hayattan göçmüşler.

Her geçen yıl çocukluğumuzda birlikte bayram kutladığımız insanların sayısı azalıyor. Bizler de yaşlanıyoruz ve yaşam şartları veya düzen bizleri daha da bireyselleştiriyor, yabancılaştırıyor. Bu şartlarda kutlanan bayramların tadı da tabi ki her geçen yıl daha da azalıyor. Yaşanan aslında normal bir süreç.

Bizlerin yapması gereken ise, hayıflanmak yerine, bizleri bireyselleştiren, yabancılaştıran, birbirimizden uzaklaştıran unsurlara inat daha fazla biraraya gelmek, geleneksel değerlerimizi yaşatmak için daha fazla mücadele etmek ve bağlarımızı daha da güçlendirmektir. Ancak bu şekilde, bundan sonra kutlayacağımız bayramlarımız daha anlamlı ve keyifli olacaktır.

Herkesin Bayramını tebrik ederim.

 

HATİP SORGUN

SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ

Author: yasin
İsim: YASİN ÜNLÜ Yaşadığı İl: Ankara Yaşadığı İlçe: Yenimahalle Meslek: İnşaat Teknikeri