Eyfel deyinci Paris, Sorgun deyinci ofis! Çelik seklem ofis, Sorgun’un buğday dolu Eyfel Kulesiydi.
Bek heybetliydi, Sorgun’un her yerinden gorünürdü. Gambersiz düğün olmaz misali Sorgun’un tüm foturaflarında çıhardı. Koylerden Sorgun’a girişte ilk ofis gözükürdü.
Ofisin şennik zamanı harman zamanıydı. Yüzlerce motur arhalarına dahtıhları tekli çifti vavgunatlarla buğday getirillerdi ofise.
Bi guyruh olurdu ta Mükremin Koyü’ne gadar. Geçmiş senelerden tecrübeli olduhları için tedbirli tedarikli gelillerdi çiftçiler.
Yannarında her türlü nevale, yiyecek içecek, demlik, bardah, tüp, yorgan yastıh, battaniye bulunurdu.
İki üç günde anca sıra geldiği zamannar olurdu. Sıra gendilerine gelenağatter vavgunatın etrafında fır dönellerdi. Orda yer, orda içer, orda uyurlardı.
Sıra yahlaştıhça moturu çalıştırıp bi gaç metre ileri ala ala nihayet sıra gelirdi. Dağın yamacına yanaşır gibi çelik silonun dibine moturunan yanaşırlardı. Buğday yüklü vavgunatı gantarın üstüne dartıya çekellerdi.
Yuhardan enen bi boru vavgunat içindeki buğdaydan numune alır, buğday boşaltılıp boş vavgunat gantarda bi daha dartılırdı.
Soğnası endişeli bi bekleyiş…
Gaç ton çıhacah? Ne galite olacah? Gaç lira edecek?…
Ödenecek harman veresiyeleri; gubre, mazut, pırtı…
Bir yıldır bu günü beklerdi köydekiler…
Adnan KORKMAZ
SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ