Epeydir sesi soluğu çıhmıyodu horantanın.
Mendil gapmaca oynar gibi biri bırahıp biri alıyodu türlü çeşitli öçbeliği.
Mayaları cımbıldadıhça sırra gadem basmalar, izlerini garaltılarını gaybettirmeler, gayıplara garışmalar…
Ahıllarına düşüncü, her sene bi arabaynan yıllıh izne gelen Almancı gibi gurpeden çıhıp gelmeler…
Buğdayın para ettiği sene yeliken talla sağıbı gibi yelikmeler…
Ağır oturup batman galdıracahları eke toha yaşlarına bahmadan yeğnicek yeğnicek hareketler…
Seçim gazanan mıhtarın, “Esgiden ben de sizin gibi bi insanıdım” diyerek gendini yere göğe sığdıramadığı gibi yere goğe sığmamalar.
Hökalağ hökalağ, bilmiş bilmiş gonuşmalar…
Her şeye bi gulp bulmalar… Armudun sapı ,üzümün çöpü demeler… Her şeye burun gıvırmalar…
Yazı yazmamalar, yazılanı ohumamalar… Daha neler neler…
Her şeyleri bi antika; nerden çıhtıysa, Eylülü yazacahlarımış. Eyi ne diyek? Golay gelsin!
Adnan KORKMAZ
SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ