Keçiboynuzu Yeniden Gündemimize Oturuyor

Keçiboynuzu yeniden gündemimize oturuyor!

İlkokul yıllarımdan hatırlıyorum da zerzevat satan yaşlı amcanın gelişini dört gözle beklerdik. Hemen etrafında toplanıp bir sürü zerzevat torbasının içinde bir torbayı hep arardık ki o torbada çocukluğumuzun vazgeçilmez tadı keçiboynuzu vardı. Bir hafta boyunca biriktirdiğimiz harçlıklarımızla aldığımız keçiboynuzlarını geveleye geveleye yemeye çalışırdık. Mahalleli çocuklarla birlikte bir yandan elimizde keçiboynuzları top peşinde koşarken bir yandan da birbirimize çeşitli şakalar yapardık. Almak isteyenler için şimdilerde aktarlarda rafları süslemiştir bu tatlımsı meyve…

Bizler çok doğaldık, hayatı sade ama dolu dolu yaşardık o zamanlar… Faydalarının farkında olmadan tükettiğimiz keçiboynuzlarını yemeğe çalışmak müthiş bir zevk kaynağı idi bizler için. Belki de o zamanın çikolatası bu tatlımsı şeydi, ne çok severdik bu tip doğal şeyleri. Bu gün biliyorum ki enerji kaynağımızın temelinde bu yabani meyvenin rolü çok büyük… Ne zaman görsem doğal halinde, alıp yemek isterim. Benim vazgeçilmezlerimdendir bu tılsımlı meyve.

Belki de 5000 yıldır bilinen bu yabani meyvenin tatlılığı ilk on beş yıl hiç meyve vermemesinden de kaynaklanabiliyor. Yetişkin bir ağaç olduktan sonra da bereketi boldur ki tek bir ağaçtan bir ton ürüne ulaşılabildiği söyleniyor.

Şimdilerde “keçiboynuzu özü” piyasalarda, doğal olması şartı ve değişik kimyasallar kullanılmaması şartı ile tercih edilebiliyor. İçinde taşıdığı mineraller ve vitaminler sayesinde gün boyu size zindelik ve enerji verdiğini tadınca anlıyorsunuz. Aynı zamanda içerdiği düşük yağ oranı ve düşük kalorisi nedeni ile de tercih edilebiliyor, özellikle de sabah aç karnına içilmesi daha şifalı oluyor.

Çocukların gelişimi içinde içerdiği kalsiyum minerali ile de bire bir. Çocuklarına süt içiremeyen annelere tavsiye edebilirim, günlük bir kaşıkta olsa keçiboynuzu özütünü…

Bizim gibi hayatını çok yoğun geçirenler de kendilerine dikkat etmeleri gerekir ve bağışıklık kazanmaları içinde günde bir kaç kaşık ile zinde bırakabilir bu mucize meyve.

Özellikle de bayanlar için özel hallerinde kansızlığı gidermek için vazgeçilmezdir derim, hatta kaşık sayısını artırıverin de…

Fosfor ve kalsiyum mineralleri içermesi dolayısı ile de kemik erimesi olanların ve yaşlı insanların da vazgeçilmezi de olmalıdır.

Keçiboynuzunu öksürük ilaçlarında da kullanıldığını görürsünüz, bu nedenle öksürüğünüz varsa keçiboynuzu yemenizi tavsiye ederim.

Kolesterol problemleri olanlar, ileride akciğer kanseri riskine yakalanmama riskini önlemeye çalışanlar ya da mide problemi olanlar da keçiboynuzu tercih edebilirler…

Geçenlerde bir arkadaşım “hocam ben keklerde şeker yerine keçiboynuzu pekmezi kullanıyorum, hem de çok güzel harika oluyor ve çok da faydalı” demesi çok hoşuma gitti. Hem daha sıhhatli bir kek yapılmış, hem daha ayrı bir tat vermiş hazırladığı keke…

Tabi ki fazla kullanılmasının yan etkileri de olabilir, özellikle de şeker hastaları ya da şeker hastalığı olma riski taşıyanlar çok daha dikkatli kullanmaları gerekir…

Son günlerde ülkemizde keçiboynuzu ile ilgili son derece güzel çalışmalar yapılıyor ve sağlıklı ürünler piyasaya girmeye başlamış, güvenilir olması şartı ile hepimizin ihtiyacı var diye düşünüyorum…

Prof. Dr. Hamdi TEMEL

 

Author: Yönetici