Şu günlerde tatildeyim. Aslında, insanlar tatil deyince “yan gel yat” modunda oluyorlar nedense. Tabi ki tatil, hem bedenen hem de zihnen dinlenme zamanı. Ama yoğun bir iş periyodundan sonra okuyamadığım ve tekrarlamak zorunda olduğum kitaplarıma gömülme zamanının geldiği için de sevinçliyim. Kitaplarım ve ben ayrılmaz ikili olmalı idik ama o da ne? Elime aldığım kitaplarımı okuyamıyorum bile… Elime TV kumandasını alıyorum, her yerde özellikle de Müslüman ülkelerde kan ve gözyaşı. Ah diyorum Gazze! Aslında çocuklar ölmüyor orada, insanlığın öldüğü yerdir diyorum haykırırcasına… Aşağıdaki mısralar diziliyor kalem uçuma…
Ey Yavrum!
Bombalanırken neden gülüyorsun,
Yoksa Cennet’in kokusunu mu hissediyorsun…
Ey Zalim!
Bombalarken neden gülmüyorsun,
Yoksa Cehennem’in kızgın sıcaklığını mı hissediyorsun…
Tekrar kitaplarıma gömülüyorum, sanki bana küsmüşler canlarım… “Sen böyle değildin diyorlar” sessiz çığlıkları ile… Naz edercesine sayfalarını açtırmamaktalar. Onlara ne kadar yoğunum desem de beni dinlemeyecekleri kesin; “o kadar boş malayani şeyler ile meşgulsün ki diyorlar” adeta lisanı halleri ile… Kendimi affettirmek için ilk tatil kitabımı alıyorum elime. Düşüncelerine çok önem verdiğim Prof. Dr. Nevzat TARHAN’ın “Mutluluk Psikoloji” kitabını alıyorum, belki diyorum bu kadar olumsuz şeylerin nedenleri mutsuzluğumuz mu, bu kitapta belki çözüm yolları bulurum. Herkesin okuması gereken kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum. O kadar ihtiyacımız var ki mutlu olmaya…
Bu kitabı okuyunca mutluluk iksirinin çok da zor olmadığını görüyorum. Ve kitabından kısa kısa notlar almaya başlıyorum. Eminim sizlerde okursanız çok istifade edersiniz. Önsözünde; “Beynimizin orkestra şefi olduğunu, onu koruyabilirsek tüm organlarımızın mutlu, başarılı ve nitelikli yaşamamıza neden olacağından” ve “Beynin vücudumuza gelen oksijenin %25’ini, glükozun büyük çoğunluğunu tükettiğini ama vücut ağırlığımızın sadece %2 sinden oluşmakta olduğundan” bahsediyor. Özellikle glükoza dikkat çekmek istiyorum. Sınavlarda neden şeker yememiz gerektiğinin nedeni daha iyi anlaşılıyor.
Mutluluk salgıları (serotonin, endorfin, enkefalin, noradrenalin, dopamin…) veya stres hormonlarının (kortizol, vosepressin…) az veya çok salgılanması ile insan mutluluğu arasında ilişkinin olduğunu da öğrenmiş oluyorum.
Notlarım arasında şu cümlede çok hoşuma gitti: “Nefes kesen hayat yarışında dünyayı değiştirmek yerine kendimizi değiştirmeliydik, aklımızı yönetmek yetmiyordu, duygularımızı da yönetmeli idik”.
Günümüzün hastalıklarından Stres… Bu konuya da detay vermiş Sayın Tarhan. “Beyin Kimyası bozulan bir kişiye verilen anti stres bir ilaç, beynin organlara olumsuz etkisini durdurabilmektedir. Ama bu ilaçların uyuşturucu niteliğinde olmayan farmakolojik iyileştirme yapan ilaç olması önemlidir” demektedir.
İnsanın kişilik yapısı, yaşam tarzı ve dünyaya bakış biçimi ile stresin o kişide ki etkisi arasında derin bir bağlantı vardır.
İnsanın kendisini tanımaya çalışmasının çok önemli ve yüksek bir davranış olduğu da vurgulanmaktadır ki stresini yenebilsin. Hatta zekânın gelişiminde stres başrol oynamaktadır.
Eustrans “Stresin olmaması, sinir sisteminin ölümü demektir” diyor. Fakat aşırı stres te hastalıklara, hatta ölüme bile götürebiliyor. Kederden, üzüntüden olabildiği gibi mutluluktan da öldürebiliyor stres…
Çocuklarımız için nasihatlerin genelde faydasız olduğu da notlarım arasında. Hz. Ali’nin sözü çok önemli: “Yedi yaşına kadar çocuklarınız ile oynayınız, 15 yaşına kadar arkadaşlık edin, 15 yaşından sonra da istişare edin”.
Evliliklerdeki Stres kaynakları da önemle vurgulanmış: “Ailedeki her ferdin birbiri ile ilgisinin olması gerekiyor” diyor. Sağlam ailenin ipuçları da verilmiş:
1- Dine bağlılık
2- Övgü ve takdir
3- Birlikte zaman geçirmek
“Çalışan kadınların çift kariyer sahibi olmaları, yani hem iş kadını hem de ev hanımı olmaları Stres yüklemelerini arttırmaktadır ve sağlık yönünden bedel ödemek zorunda kalmaktadırlar” notlarım da önemli…
Son olarak uzun ve güzel yaşamak için 5 şart ile bitirelim:
1- Sakin bir insan olun.
2- Manevi yaşama önem verin.
3- Üzülme alışkanlıklarınızı değiştirin.
4- Her şeyin iyi yönüne bakın.
5- Güler yüzlü olun.
Mutluluğu yakalamak dileği ile…
Prof. Dr. Hamdi TEMEL