Anam yakmış kınayı adak diye,
Ben de vatan için kurban doğmuşum,
Anamdan Allah’a son bir hediye,
Kumandanım Ben bir İsmail doğmuşum.
Eskiden şu 3 gruba kına yakarlarmış:
1. Gelinlik kıza: Beyine ve ocağına kurban olsun diye,
2. Kurbanlık koça: Allah’a kurban olsun diye,
3. Askere giden yiğitlere: Vatana kurban olsun diye…
Askere giden delikanlıya yapılacak ilk ve en önemli iş herhalde kına yakmaktır. Bu vatanın ekmeğini iliklerinde taşıyan, vatan sevgisi içinde alev alev yanan her Türk genci gibi Sorgun’un yiğit delikanlıları da kına yakarak başlarlar askerlik serüvenine…
Gençler önce yoklama yaptırırlar. Sonrasında Yeşilöz Mahallesindeki Askerlik Şubesi’nde muayeneden geçirilirler. İşin en önemli kısmıdır burası. Ya askere elverişsiz raporu verirlerse? Yandık! Çünkü çürük alana kız verilmez gibi itibarsızlaştırmalar olduğu için artık askerlik yapmak şart olmuştur.
Pusulası çıkan gençler kendi aralarında hazırlıklar yaparlar. Mahalle ve köy muhtarlığı sevk pusulalarını dağıttıktan sonra askere gidecek gençleri heyecan sarar.
Askerlikten önceki bir kaç ay dinlenerek, eğlenerek, büyüklerini ziyaret ederek, akraba davetlere giderek geçer. Akrabaları delikanlıyı yedirir, içirir, helallik alıp birazda harçlık verir. Hatta mevlit okutup, para toplanır ve eşit olarak gençlere paylaştırılır.
Askere giderek gençlerin sırtına bayrak asılır. Davul ve zurnalar eşliğinde halaylar çekilir. En büyük asker bizim asker sloganları atılır. Bütün mahalledekiler otobüse kadar eşlik eder. Otobüsün önünde askerliğin ilk talimini yaptırırlar; delikanlıya şınav çektirirler, selam verdirirler, hep beraber İstiklal Marşı söylenir ve sonra otobüse bindirilir. Sonra onları beklerken, anne, baba, sözlü-nişanlı, arkadaş 15 ay boyunca “gel tezkere” şarkısını söylerler.
Otobüse bindirilip yollanan askerler saatler sonra nizamiyeye ulaşır ve askerlik başlar. Her doğan güneş askerlikten bir gün eksiltir. Her doğan güneş hasreti dindireceğine hasreti daha da artırır. İnsanı hem sevindirir, hem hüzünlendirir, hem de heyecanlandırır. Bu terhis belgesini alıncaya kadar devam eder. Bu kadar sıkıntılı günlerden sonra askerlik biter. Aradan zaman geçer; sıkıntılar, dertler, kızgınlıklar biter ve hepsi askerlikten sonra anlatılacak güzel anılara dönüşür. Hatta yeni askere gidecek gençlere öyle söylenir: Aynı yerde aynı arkadaşlarla bir daha askerlik yaparım.
1950’li yıllarda askerlik zorluğuna göre yapılırmış en zoru “piyade” 24 ay. Biraz kolay olan jandarma 30, en kolay bahariye 36 ay.
NURİ KAYA
SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ