Ürün, görünmez bir zincirin son ve görünür halkasıdır. Sermaye, mülkiyet, siyaset, eğitim, bilim, teknoloji ürüne ait görünmeyen halkalardır. Ürün buz dağının görünen yüzüdür.
Televizyon, bilgisayar, telefon, araba ve aklınıza gelebilecek her türlü ürün ile kullanıcı düzeyinde kurulan ilişki ürünün görünen yanı ile buz dağının görünen yüzü ile kurulan yüzeysel bir ilişkidir.
Ürün ile kullanıcı düzeyinde kurulan yüzeysel ilişkide, ürüne ait görünmez halkalar yani sermaye, mülkiyet, siyaset, eğitim, bilim, teknoloji sır olarak kalmaya devam eder. Güç denilen şey bu sırra sahip olmaktır ürüne sahip olmak değildir.
Nicedir ürünlerle kuşatma altındaki bir coğrafyada;
“Diyarı küfrü gezdim beldeler kâşaneler gördüm
Dolaştım mülkü İslam’ı bütün viraneler gördüm” diyor Ziya Paşa.
“Küffarın ekser zamanda galebesine ve Ehli İslam’ın mağlubiyetine sebep nedir?” diye soruyor İbrahim Müteferrika.
“Ey şark milletleri şimdi ne yapmak gerek?” diyerek çözüm arıyor Pakistanlı şair Muhammed İkbal.
Ürünlerin yalnızca kullanıcısı olmaya devam ettikçe yani yalnızca zincirin son ve görünür halkasında kalmaya devam ettikçe ürüne ait görünmez halkalar yani sermaye, mülkiyet, siyaset, eğitim, bilim, teknoloji bizim için sır başkaları için güç olarak kalmaya devam edecektir.
Bizim için sır olan şeylerin sahipleri yani güç sahipleri yeni yeni ürünler üretecekler. Bizlere biçtikleri tarihsel rol olan ürünlerinin yalnız kullanıcısı olmak rolü devam edecek ve böylece coğrafyamızda ürünle kurdukları tarihsel kuşatma sürüp gidecek.
Adnan KORKMAZ
SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ