Etem Ağa’nın Salih Efendi’nin oğlu yoh mu? Ohumuş oğlu; Rauf Hoca , Sorgun’unan alahalı yeni bi kitap yazmış. Taman daha evvel Sorgun’dan Çıhtım Yola deyin bi kitap yazdıyıdı. Şimdi de Sorgun Kökenli Değerlerimiz diyerekten bi kitap yazmış. Ohumuş yazmış insanın hali başka, emeklilikte de vahtini boşa harcamıyo, yazıyo çiziyo eser bırahıyo.
Evvelki kitabınan alahalı olarah bazıları “Bu galın kitabı kim, nası ohuyacah?” dediydi. Denilenler gulağana çalınmış heral. Yeni kitapta galınlığa da, ohunmaya da ahıllara durgunnuh verecek bi hal çaresi düşünmüş. Galın demesinler deyin yaptığı iş, koylüynen tek fili Timur’a şikayete gidip koylü ardından sapıncı tek fili ikileyip koye dönen Nasreddin Hoca’nın yaptığına tersinden benziyo. Nasreddin Hoca tek fili ikilemiş. Rauf Hoca iki kitabı teklemiş.
Rauf Hoca yeni kitabı enden gısa boydan uzun dutup, önceki orta boylu kitap gibi basılsa iki tane çıhacah kitaptan selvi boylu tek bi kitap yapmış. Kitabın endamına bahanın kitabın galınlığını annamasına imkan yoh!
Ohunma işine bulduğa çare ise; eşi menendi gorülmemiş bi çare. Kitabın içine içindekiler gomamış. İçindekilerin yerine kitabın dışına, kitapta hayat hekayeleri annadılanların bi gısmının vesigalıh resmini gomuş.
Söz temsili kitap bi Sorgunlunun eline geçti. Adam kitabın adını ohudu, gapahdaki resimlere bahtı, resimdekilerden birini merah edip, “Acep ne yazıyo?” diyerek kitabın gapağını açtı. Gapağı açmasıynan derin bi guyuya düşmesi bir olur garibimin. Bulsun bulabiliyosa aradığını! Eli mecbur tüm sayfaları çevirecek aradığını bulmah için. Böylece kitap goz ucuynan da olsa ohunmuş olacah.
Kitap guyusuna düşen garibimin durumu, market dedikleri yeni tükanlara bi guccük su alıyım diye girip envai çeşit malın arasından suyu bulanaca ora bura boğuşup haşadı çıhaşan adama benziyo. Rauf Hoca zor işlerinen uğraşmayı seviyo annaşılan. Bahsana, Sorgunlunun hayat hekayesini yazmak gibi zorun zoru bi işe girişmiş.
İşin doğrusu Sorgunlu gendine soru sorulmasından hazetmez. Hele soru doğrudan gendiyle alahalıysa heç hazetmez. İşkillenir, “Norecağan?” der, tersler, oğkelenir, gıcıh gapar. Yaşını sorsan; “Ne biliyim, doğduh doğalı yaş yaşıyoh!” der.
Rauf Hoca, goruh üzüm sabırınan helva olur diyerek giriştiği işin türlü türlü çilelerine sabır ede ede kitabını tamamlamış.
“Kitapta kimler var?” derseniz, en kestirme cevap “Kimler yoh ki?” olur. Akademisyenler, askerler, belediye başkanları, bürokratlar, gazeteciler, işadamı ve sanayiciler, öğretmen ve öğreticiler, parlamenterler, sanatçılar, sporcular, şair ve yazarlar, tanınmış din adamları, geçmişte öne çıkan kişiler…
Hocam, elinize sağlık!
Adnan KORKMAZ
SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ